Ç.N.[7] Önsöz

Merhaba,

Bundan tam iki yıl önce, dünya edebiyatını ülkeye, ülke edebiyatını dünyaya açmak, çevirmenin, çevirinin, çeviribilimin önemini vurgulamak, çevirmeni görünür kılmak, çeviri sanatıyla çeviribilimi kucaklaştırmak gibi iddialarla yola çıktık. Ç.N. adını almamız tam da bu nedenlerledir. Çok kimsenin anlamını bile bilmediği, küçük harflerle sayfa diplerinde yer alan bu ibareyi öne çıkaralım, çevirmen kimdir, çeviri nedir, durup biraz düşünelim istedik. İki yıldır da bunu yapmaya çalışıyoruz.
Türkiye’de genç kuşak, yaklaşık onbeş yıldan sonra, bizimle birlikte "çeviri dergisi"yle tanıştı. Bizde Ç.N. düşüncesi oluşmaya başladığında, Kültür Bakanlığı’nın TEDA (Türk Edebiyatını Dışa Açma) projesi de daha yeni yeni meyvelerini veriyordu. Henüz Orhan Pamuk Nobel Ödülü’nü kazanmamış, dünyanın gözü Türkiye’ye çevrilmemişti. Dergilerde çeviri ürünlere, çeviriyle ilgili yazılara rastlamak neredeyse imkansızdı. Ç.N. böyle bir ortamda doğdu. Kısa zamanda tüm Türkiye’ye seslendi. Özellikle de genç kuşağa çeviri anlamında düşen sorumluluğu hatırlattı. Üniversite öğrencilerinden büyük ilgi gördük. İki yıl içinde çok sayıda çevirmen adayıyla yazıştık. Çevirileriyle ilgili düşüncelerimizi paylaştık. Bunların hepsini Ç.N.’de yayımlamak elbette mümkün değildi. Ama daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, Ç.N.’den çıkacak tek bir çevirmeni bile önemsedik. Bugün, hiç de azımsanmayacak sayıda çevirmen arkadaşımızın üzerinde Ç.N.’nin emeği vardır diye düşünüyorum. Kısacası çeviriyi Türkiye’nin gündemine sokmayı başardık.
Çeviriyi Türkiye’nin gündemine sokabildik ama yayıneviyle aramızdaki sorunları çözemedik bir türlü. Bu durumda ya çenemizi kapayacak, ya Ç.N.’mizi kapayacaktık. İkisini de yapmayıp bir süre mola verdik. Ama artık mola bitti. Yola devam ediyoruz, çünkü daha yapacak çok işimiz var.
Yeni yayın dönemimizde, bizden iki yıldır beklenen abonelik sistemini etkin kılacak somut adımlar attık. Abonelikle ilgili ayrıntıları internet sayfamızda (www.cevirmeninnotu.com) ve derginin künyesinde bulabilirsiniz. Bu arada, ilk sayımızdan itibaren yaptığı güzel kapak tasarımlarıyla dergimize destek veren Savaş Çekiç’e ve bu sayıdan itibaren sayfa tasarımını üstlenen Rumeli Hisarı’ndan dostum Mahmut Benek’e teşekkürlerimi iletiyor ve sözü, her zaman olduğu gibi, çok uzatmadan Ç.N.’ye bırakıyorum.

Yeni sayımızda görüşmek üzere…
Tozan Alkan

1 yorum:

ezgi umut dedi ki...

Çıktığınız bu zorlu yolculukta başarılar diliyorum. Dergiyi alıp incelemek isterim. tam kapsamını anlayamadım. Çok dilli bir dergi mi yoksa çevrilecek olanların da Türkçeleri mi yayımlanıyor anlayamadaım. hedef öykü şiir okurları mı yoksa çevirmenler mi? selamlarımla.